Cumartesi, Ekim 10, 2009

yemişim blog'unu ver.2.0

Pazar, Eylül 06, 2009

e yazayım artık dimi :)

bi ara çok sağlam kaptırmıştım bişiler yazmaya
2 aydır yazmıyorum bişiler
bir anlamda istikrarlıyım kendi adıma
ara ara bişiler yazıp da, sonra araya çok zaman koyup "hay allah ne kadar zaman oldu yazamadım, tüh tüh" demek de çok anlamlı olmasa da diyorum işte elimde olmadan.
tatil yaparkene yazıyorum bu satırları
biricik eşim "blog'unu güncelle, artık sıkıldım 15 görmekten" dedi
e dedim hadi yazayım Redd - Masal dinlerken
belki yeniden motivasyon olur yazmak için...

walla bu blog'u Ahu'dan başka okuyan var mı bilmiyorum ama yazıyoruz işte

Salı, Temmuz 07, 2009

15 :(

They wanna keep us down
But they can't last
When we get up were gonna kick your ass
Gonna keep on burnin'
We always will
Other bands play manowar kills



...

Pazartesi, Temmuz 06, 2009

Çarşamba, Temmuz 01, 2009

nice senelereeeeeeeee !!!!!!



bugün biricik eşim Ahu'nun doğumgünü
nice nice sağlıklı mutlu huzurlu yaşlar olur inşallah

Cuma, Haziran 26, 2009

Bugün Blog'a Ahu Yazıyor :)))))

Osman’a “bloguna niye böle şeyler yazıyorsun” diye sorduğumda “içimden bugün öyle geldi. Sen bişeyler yaz.” dedi . yazmak o kadar kolay mı? bu da bir beceri, di mi ama.

Ne anlatsam ne anlatsam. Dün Batu Mert’in doğum gününü kutlamak için Berçin&Şaner’lere gittik. Aslında doğumgünü bugün ama biz dünü ayarlayabildik. Artık 2 yaşında oldu. Ne kadar çabuk geçiyor zaman hiç anlamıyorum. Osman’a “Omman gel” diyip oynamaya çağırıyor. Hem “Omman Gel” diyor hem de elinden tutup çekiyor :))) Çok tatlı ya. Maşşallah Maşşallah :)))

Keşke Anastasia da Türkiye de olsaydı da Antoniyi bol bol görebilseydik. Aslında Berçinlerle çok yakın oturmamıza rağmen o kadar sık görüşemiyoruz. İş güç insan kendine zaman ayıramıyor ki..

Off offf yani

Hayırlısı ile bir sorun çıkmadan 6 olsa. Çok yoruldum artık. Pazartesi+Salı+Çarşamba+Perşembe geçiş yaptım. Dinlenmek istiyorum artık Omman’la :)))
yemişim blog'unu yaaaa

Perşembe, Haziran 18, 2009

hayat bu kadar zorken nasıl olur da pozitif şeyler yazar ki insan
değil mi yaw :)
her şey bir sınav olmak zorunda mı?

ne alakaysa sprinsteen dinliyorum
çok da sevmem ama ne biliyim dinler kıvamdayım
born to run falan

ama asıl seneler sonra kendi adıma keşfim Johnny Lang
elemanın Lie To Me diye 17-18 bi yaştayken yaptığı blues şarkısını bilirdim de
bi şekilde nasıl olduysa tüm albümleri indirdim
blues işte
ne biliyim hüzün müziği
yine elim sürçtü, hüzün moduna bağladım

bu "mod" lafını ne kadar çok kullandığımı fark ettim şu an

bi de "aynen" diyormuşum :)))
harbi diyorum
bi de "eywallah" var

hadi eywallah :)))

Salı, Haziran 16, 2009

ne zamandır yine yazamadım, eşim de ne zamandır okumazdı, benim yazamadığım her gün bakmış :) diyor ki "niye blog'unu güncellemiyorsun?"
güncelleyemiyom ki :((

neyse en azından bişiler yazmaya çalışıyorum şimdi
arada lakers orlando'yu 4-1 yenip NBA şampiyonu oldu :(
pek lakers'ı sevmeyen ben pek de memnun değilim.
finallerin ilk maçını sabaha karşı 4'te kalkıp yarım yamalak seyrettim
ama sonrası tısss
eskiden tüm seriyi çıkarırdım
olsun varsı zaten lakers kazandı, hidayet finalde kaybetti...

iş çok sıkıntı çok hayat zor
blog'umu okuyanlar diyor ki "ne kadar karamsar şeyler yazıyorsun biraz neşeli şeyler yaz sayfan renkli olsun vs". ben de istiyorum öyle olsun ama içimden geldiği gibi yazınca ortaya bu çıkıyor :)
bakalım kısmet artık ileride belki sevgi kelebeği modunda yazarım

kahvemi yudumlarkene daha yazacak şeyler var ama ilerki günlere malzeme kalsın (tabii yazabilirsem :) )

Perşembe, Haziran 04, 2009

bıkmamak

insan bir gün boyunca Pearl Jam - Alive dinler mi yaw :)

ahanda siz de dinleyin :)

Çarşamba, Haziran 03, 2009

gariplikler

Hayat bazen karşınıza hiç tahmin etmediğiniz, ya da hayatınız boyunca hiç bir zaman karşılaşmayacağınızı düşündüğünüz şeyler çıkartıyor.

Çok felsefi bir girizgah oldu farkındayım.

Ama durum budur.

Genel olarak benim gibi maceracı bir ruha sahip değilseniz ve daha çok yerleşik bir düzen içinde hayatınızı sürdürüyorsanız bu unpredictable olarak da tabir edebileceğimiz durumlar hayatınızda ciddi değişikliklere yol açıyor.
Ya da bir tür tepetaklak durumu da olabiliyor, ya da taklaya gelebiliyorsunuz.

garip
gerçekten hayat garip
neye nasıl tepki vereceğiniz ise sizin esnekliğinize, hayat görüşünüze göre de değişiyor haliyle
ya dibe vuruyorsunuz
ya da...

Cuma, Mayıs 29, 2009

TGIF

yazacak pek bir şey yok bugün aklımda
bilemedim kısacası :)
Bu hafta biraz yorucuydu, annem tatilden geldi, düşmüş yine, kafası yarılmış :( 4 dikiş atmışlar yaw :(
şaka gibi
walla nazar değiyo bi şekilde
hafta sonu da yorucu geçecek sanırım


Yine de TGIF

Perşembe, Mayıs 28, 2009

üst düzey futbol


Çocukluk günlerinden beri ecnebi futbol takımı olarak FC Barcelona'yı tuttum hep.
O zamanlar Milliyet Çocuk diye dergi alırdım, haftada bir çıkardı, içinde bir sürü çizgi roman serisi olurdu. Bunlardan biri de Şimşek Santrafor isimli çizgi roman serisiydi.
Burada detaylı bunu anlatmayacağım ama o zamanlar (yaş 8) gözümü açtım, bu çizgi romanla FC Barcelona'yı gördüm. Haliyle sempatimiz bu yönde gelişti ve yabancı takımlar içinde Barca der olduk.
Dün akşam Barcelona - Manchester United Şampiyonlar Ligi Finali vardı. Takım öyle bir takım ki, ManUtd gibi cidden çok üst düzey bir takımı evirdi çevirdi 2-0 yendi. Belki skor öyle farklı değil ama oynanan futbol cidden çok çok farklı ve son derece üst düzeydi.
Süper takım, izlemesi gerçekten çok keyifli...

Çarşamba, Mayıs 20, 2009

araya bir Ankara daha sıkıştırayım dedim.
yanda 2. TBMM'nin önünde çektirdiğim resim var
öndeki de benim göbeğim :)
meclis binası içinde insan garip hissediyor
müze kısmında değil de asıl meclis salonunda, kürsüyü, sıraları görünce tuhaf hissediyorsunuz.
burada ne hararetli tartışmalar geçti kimbilir, ne güzel kararlar alındı...
o zamanlar çekilen zorlukları düşününce cidden çok rahat yaşıyoruz.

blogger'ı bozacağım

dümdüz yazmak kesmiyor demek ki :)
araya tasarım atmak istiyor insan, şekil yapmak istiyor, canım Blogger'ın tasarımları ile sınırlı kalmak istemiyor.
hatta hepsinden daha önemlisi www.gencoglu.net adresini kullanmak ve canlandırmak istiyor :)

Blogger ayarlarına bir kasmak lazım :)


Joe Satriani - Satch Boogie dinliyom şu an :) siz de dinleyin...

okunuyoruuuumm!!!

enteresandır, oraya buraya blog adresimi yazdıkça sevgili dostlarım okumaya başladı. Eskiden kimse okumuyordur diyordum. Artık okunan bir yazar oldum.... :)))))

liseden çok sevdiğim bir dostum websense'e karşı neler yapabileceğimi bile yazmış sağolsun.
bir başka dostum kendi blog'unda bana link verdi
yine bir başka dostum "gel baba sana wordpress'le bi sayfa yapalım" dedi

toplum beni izliyor anlayacağınız, daha ne kadar abartabilirim bilmiyorum :))

dolayısı ile öyle abidik gubidik gaydırıgubbak, salya sümük şeyler yazmamak lazım :)
efendi olmak lazım

Pazartesi, Mayıs 18, 2009

ankara ankara duy sesimizi

Uzun zaman sonra hafta sonu Ahu ile birlikte Ankara'ya gittik. Ne zamandır gidelim gidelim diye düşünürken yok annemin taşınması yok başka bişi diye diye gidememiştik bir türlü.
Aslında Nisan falan gibi gitmek lazım, havalar öyle sıcak olarak abarmadan.
Açıkcası hava öyle bir sıcaktı ki kavrulduk, eridik bittik desem yeridir.
neyse pek de keyifli bir gezi oldu, gayet de memnun döndük geriye...




Aslında benim için çocukluğumun geçmesi sebebiyle Ankara'nın ayrı bir anlamı var. Şurada bu vardı, şurada bu oturuyordu, falan diye diye Ahu'nun başının etini yedim. Bir taraftan da geçmiş güzel günleri hatırlayarak kederlendim. Geçen yıllara üzüldüm, bir taraftan da şimdi bu güzel anları eşimle birlikte yaşayabildiğimiz için de mutlu oldum.

bugün aklıma gelenler bunlar şimdilik.
olmadı yarın da yazarım diyecem ama yarın 19 Mayıs, tatil, artık Çarşambaya Ankara maceralarına devam.

Salı, Nisan 28, 2009

websense is all around
yine bela buldu beni, bu şirketimde de websense uygulanıyor.
marvel'a girmek istiyon, tak websense
var mı bööle bişi ya

Pazartesi, Nisan 27, 2009

taşınma faslı bitti

En sonunda, ha oldu ha olacak, nasıl olacak, falan filan derken cumartesi günü annemin evini taşıdık. Epey yorucu oluyor, çok net söyleyebilirim. Taşınma işlemi bitişi ile de benim olumsuz düşünceler de aklımdan gitti, biraz daha normale döndüm. nispeten rahatladım.
Şimdi dönüp de geçen hafta yazdıklarıma bakıyorum da, biraz abartmışım sanırım. Okuyanlara da maymun olacağız :))
Neyse hayatımızda şimdi bir de yeni eve yerleşme kısmı başladı.

Çarşamba, Nisan 22, 2009

off offfffff

bugün pek de bişi yazamadım aslında
sabahtan beri blogger bir tab'de açık duruyor
pesimistlik var yine ama kriz modundan çıktım galiba :))
bugün yeni kiralık ev temizlendi
cumartesi günü bir aksilik çıkmadığı takdirde annemi yeni evine taşıyacağız
umarım sorun çıkmadan tıkır tıkır taşırız
hava da inanılmaz, dün 20 dereceydi bugün 10'mu ne, acaip bir fırtına, uçuyoruz
cumartesi olmasın da bişi :))

Salı, Nisan 21, 2009

pesimist düşüncelere devam...

cidden canım sıkılıyor ya...
düne kıyasla biraz daha iyiyim gibi ama yine de üzüntüm, mutsuzluğum devam ediyor.

yine ev toplama, yine anılar, yine çöp...

bir arkadaşım, "amma dramatize ettin, alt tarafı bir evden taşınıyorsun" dedi. Doğru diyor aslında, alt tarafı bir ev.
Benim üzüntüm galiba geçen yıllara, sevdiklerimin göçüp gitmesine. Ya da güzel günlerin sadece anılarda kalmış olmasına, ya da sevdiklerimi bir gün gelip de kaybedeceğim düşüncesini aklımdan atamamamla alakalı.

Bir tür sinir krizi sanırım benim ki. Tepkiler ve dışavurumlar farklı oluyor.

Pazartesi, Nisan 20, 2009

Hayat gerçekten çok acımasız

Anneme en sonunda ev bulabildik, kendi evinden bu hafta sonu çıkacak, taşınacak, erenköy'de yine kiralık bir eve çıkıyor. Bu kısım işin güzel kısmı elbette. Hatta biz o kadar aradık da bulamadık, annem dışarı bi çıktı, Erenköy'de istediği yerde hem de sahibinden ev buldu :)))

Geçtiğimiz hafta sonu annemin evini toplamaya çalıştık. Ne kadar çok eşya ve ne kadar çok şey varmış anlatamam. Ben bile 4 yıla yakın bir zamandır orada olmamama rağmen aslında oradan hiç ayrılmadığımı gördüm. Odam hala olduğu gibi duruyordu. Şimdi gerçekten oradan çıktığımı hissettim, sinirler bozuldu gözler doldu. Bir de o evden bir hiç uğruna çıkıyoruz. Gerçi bir hiç uğruna demek haksızlık olur. Evin temelinde sorunlar var ve oturmaya hiç de müsait değil. Ayrıca doğalgaz kesik, kışın anacığım dondu soğuktan. Kapıcı yok, apartmanda oturan kalmadı. Boktan bir durum kısacası. Bunları gözönüne alınca aslında çok da iyi bişi yapıyoruz. En azından anacığım bundan sonra güzel güzel oturur, günlerini güzel güzel geçirir.

Evde dolapları boşalttıkça, bişiler çıktıkça bendeki sinir bozukluğu katsayısı daha da arttı. Hala da devam ediyor aslında. Geçen yıllara mı üzülüyorum, yoksa kaybettiklerime mi bilmiyorum. Yoksa o evde hep beraber geçen güzel günlerimizi mi özlüyorum, ya da o günlere bir daha dönemeyecek olmama mı üzülüyorum bilemiyorum. Anacığımın yaşlandığına mı üzülüyorum, yoksa o evinin yenilendiğini görememe ihtimaline mi üzlüyorum bilmiyorum.

Aslında bunların hepsine üzülüyorum. Bunları yazdıkça da gözlerim doluyor, engel olamıyorum.

Aslında olaylara şöyle bakmaya çalışıyorum; allaha şükürler olsun annem hayatta ve sağlığı yerinde. İnşallah da sağlıklı uzun ömürler geçirir. Allah onu başımdan eksik etmez, acısını göstermez.

Çarşamba, Nisan 15, 2009

kaçan göçen

dün akşam tv'de kanallar arası gezinirken star'da Chelsea - Liverpool maçına gözüm takıldı. "Aaa maç vardı yaa" dediğimde skor tabelası 4-4 ve dakikalar da 91'i gösteriyordu. TV'ye kumandayı fırlatıyordum :(
Eskiden Şampiyonlar Ligi maçları arasında 2 hafta zaman bırakırlardı, şimdi tutmuşlar rövanşı bi hafta sonra yapıyorlar. UEFA'yı bu konuda kınıyorum :))
Sabah golleri seyrettim, hakikaten çok süper bir maçmış.
Son yılların en mükemmel maçını kaçırdım :((

Salı, Nisan 14, 2009

ekibi topluyos mu ne ?

Tekrar çalmaya başlıyoruz galiba.
Umarım yani :))
2 sefer stüdyo yaptık, ekip enerjisini kaybetmemiş
"canavar mode" kıvamında çaldık.
hatta yeni yeni şarkılar bulalım çalışalım ve de çalalım kıvamındayız.

epey heyecan ve motivasyon kaynağı oldu bu
gitarı değiştirsem diye bakınıyorum vs. o noktadayım hani :)
bakalım artık, umarım devamını getirebiliriz.
bu hayatta tutunacak çok fazla bir şey yok, göçüp gidiyoruz, bari iyi bişiler yapıp, sevdiğimiz şeylerle uğraşıp güzel zaman geçirebilelim.

Perşembe, Mart 05, 2009

abartmak

en son Nisan 2008'de yazmışım
pehh
zaten başlayıp da devam ettirebildiğim şeylerden biri değil günlük mevhumu
işlerin yoğunluğu sebebiyle hiç aklıma bile gelmiyor blog
zaten alışkanlık da eksik olunca böyle araya seneler giriyo
yazdığım her şey de "çok zaman geçti hiç yazamadım" gibi saçma salak şeyler oluyor.
sanırım hayata ait diyebileceğim bir şeylerin, bir görüşüm vs. yok -ki yazacak bişi bulamıyorum :)